11 Mayıs 2015 Pazartesi

Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar “Biz Mektup Yazardık” Sergisi’nde!

İş Sanat Kibele Galerisi’ndeki “Biz Mektup Yazardık” Sergisi geçmişi günümüze taşıyor.
Bursa’nın ufak tefek yolları
Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
Tepeden tırnağa şiir gülleri
Yiğidim aslanım burda  yatıyor
İşte mürekkep bu dizelerdeki gibi damlar Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun kaleminden… Sanatçı, 64 yıllık hayatına sığdırdığı sanat tutkusunu, aşklarını, sevinçlerini, hüzünlerini, dostluklarını çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği Anadolu’nun naifliğiyle yakın dostu Nâzım Hikmet’e yazdığı bu dizelerdeki gibi aktarır kâğıda ve tuvallere… Onun şiirlerindeki ve tablolarındaki narlar, dutlar, ayvalar kimi zaman sevdiği kadına duyduğu özlemi kimi zamansa amansız bir kara sevdayı anlatır. Babasından Batı Edebiyatı’nı, annesinden Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı öğrenen sanatçı Anadolu’nun toprak damlı evlerinden, İstanbul’un martılarından, köpüren denizinden, Âşık Veysel’in sazından dem vurur…
Bedri Rahmi Eyüboğlu iç dünyasını tuvallere ve şiirlere aktarırken sanat, edebiyat, siyaset ve iş dünyasının önemli isimleriyle gerçekleştirdiği, yaşadığı döneme ışık tutacak mektuplaşmaları da tarih yolculuğundaki yerlerini alıyor.  Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlayıp Paris’te süren eğitim hayatından, resim tutkusunun peşinden gittiği Anadolu’daki yurt gezilerine kadar sanatçının yaşamından birçok kesiti yansıtan mektuplar, “Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar - Biz Mektup Yazardık” Sergisi ile İş Sanat Kibele Galerisi’nde ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
Sergi, hem sanatçının kaleme aldığı hem de kendisine gelen yüzlerce mektubun Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından uzun soluklu ve titiz bir çalışma ile kitaplaştırılmasına paralel olarak hayata geçiriliyor. Sanatçının gelini Hughette Eyüboğlu’nun hazırladığı, editörlüğünü Rûken Kızıler’in üstlendiği kitabın ve serginin tasarımı Emre Senan tarafından gerçekleştirildi.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Avrupa’da öğrenci olduğu günlerden Akademi’de öğretmen olduğu günlere pek çok anıyı barındıran mektuplar, orijinal olarak sahiplerinin kendi ifadeleriyle ve kendi imzalarıyla ziyaretçilere ulaşıyor. Sadece ressam ve şair olarak değil mozaik, seramik, vitray ve yazma sanatçısı, heykeltıraş, öğretmen ve yazar kimlikleriyle de sanatımıza kalıcı eserler bırakan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun pek çok isimle sürdürdüğü yazışmaları aynı zamanda sanatçılar arasındaki kuvvetli bağı da gözler önüne seriyor. Her biri tarihi belge niteliğindeki mektuplar; sanatçıların o dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılara dair fikir verirken, yaşanan zorlu koşullara rağmen gerçekleştirdikleri idealleri ile tarihe not düşürebilmeyi başarmış bu insanların umutlarını yitirmediklerini de en iyi şekilde ortaya koyuyor.
Sanatçının Nâzım Hikmet, Ahmet Hamdi Tanpınar, Fikret Muallâ, Âşık Veysel, Adalet Cimcoz, Orhan Veli Kanık, Necip Fazıl Kısakürek, İbrahim Çallı, Andre Lhoté, Fahrünisa Zeid, Abidin Dino, Reşat Nuri Güntekin, Cemal Tollu, Nurullah Berk ve Arif Kaptan ile mektuplaşmalarının her biri ziyaretçilerde ayrı bir tat bırakmayı vaat ediyor. İş dünyasının önde gelen isimleri Vehbi Koç ve Nejat Eczacıbaşı’nın mektupları da Eyüboğlu arşivinin önemli parçaları arasında yer alıyor.
Serginin bölümlerinden biri de Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yaşamını şekillendiren iki kadın, eşi ressam Eren Eyüboğlu ve büyük aşk yaşadığı, “Karadutum” dediği Mari Gerekmezyan ile mektuplaşmalarından oluşuyor. Eren Eyüboğlu, büyük aşk yaşadığı Karadut’u sonsuzluğa uğurladıktan sonra eşinin elini bırakmayarak o zor günleri atlatmasına ve resme odaklanmasına yardımcı olacak kadar güçlü iken, diğer taraftan Mari Gerekmezyan ise ölümünün ardından bile gözlerini yaşartacak kadar sevdalı olduğu bir isim.
64 yıllık yaşamına çok şey sığdıran Bedri Rahmi… 
İş Sanat Kibele Galerisi’nde çağdaşlarıyla yazışmalarının ilk kez gün yüzüne çıktığı “Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar - Biz Mektup Yazardık” Sergisi ile anılan sanatçının hayat hikâyesi Trabzon’da başlar. Takvimler 1911 yılını gösterdiğinde Görele Kaymakamı Mehmet Rahmi Bey ve Lütfiye Hanım’ın ikinci çocuğu olarak hayata merhaba der. Asıl adı olan Ali Bedrettin, zaman içinde önce Bedir’e sonra Bedri’ye dönüşür.  Babasının görevi dolayısıyla yerleştikleri Trabzon’daki lise resim öğretmeni ünlü ressam Zeki Kocamemi tarafından keşfedilir. Sanatçı yine bu dönemde edebiyata da merak salar ve ilk şiirlerini yazmaya başlar.
1929’da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne giren Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı gibi Türk resminin mihenk taşlarının öğrencisi olma şansına erişir. Edebiyata olan ilgisinin üzerine düşer ve Ahmet Haşim’den estetik ve mitoloji dersleri alır. 1930’larda hayat onu bu kez Fransa’ya götürür. Dijon ve Lyon’da bir yandan çalışarak Fransızcasını geliştirmeye çalışırken, bir yandan da Gauguin, El Greco, Cezanne gibi beğendiği ressamların eserlerini kopya eder. Sanatçı, ileride hayatını birleştireceği Ernestine Letoni (Eren Eyüboğlu) ile de Fransa’da tanışır. 1940’lı yıllara gelindiğinde kalbine “kara saplı bir bıçak” gibi saplanan Mari Gerekmezyan girer. Asistanlık yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelen Mari Gerekmezyan, Bedri Rahmi’nin bir büstünü yapar, sanatçı bu büste duyduğu minneti Mari’nin çeşit çeşit portrelerini yaparak ve ona şiirler yazarak yanıtlar. Artık bütün İstanbul ve elbette Eren Eyüboğlu bu tutkulu aşktan haberdardır. Bedri Rahmi Eyüboğlu 1975 yılındaki ölümüne kadar geçen çeyrek asrı aşkla, resimle, edebiyatla, dostlarıyla, dönemin önde gelen kültür ve düşünce insanlarıyla bir arada geçirir.
Meraklıları için 5 Mayıs - 20 Haziran arasında İş Sanat Kibele Galerisi’nde ziyaret edilebilecek “Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar - Biz Mektup Yazardık” Sergisi, sanat ve kültür tarihimizde eşine az rastlanır bir iz bırakmayı vaat ediyor. Sergide orijinal el yazılı mektuplar ve sanatçının çizimleriyle süslediği desenli zarfların yanı sıra mektuplaşılan isimlerin Bedri Rahmi Eyüboğlu tarafından yapılmış portreleri de yer alıyor. Serginin ziyaretçilerini güzel bir sürpriz de bekliyor. İsteyen katılımcılara, sanatçının desenleriyle hazırlanmış mektup ve zarflarla sevdiklerine yazma imkânı sunuluyor. Şimdi özlemle andığımız eski günlerdeki gibi mektup yazma zamanı!

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Gülsima Ağlama Ne Olursun & Yalnızca Rabbine Yönel - Kitap Yorumu

Hayat Yayınları Kitapseverleri Hayata Aşkla Dokunmaya Davet Ediyor!
Hayat Yayınları,  “Aşkla Dokun Hayata” serisi kitapları ile okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor.
Hayat Yayınları’nın, Aşkın tüm renklerini kapsayan "Aşkla Dokun Hayata”  serisinin kitapları ''Aşk-ı lal'' - ''Elifname'' - ''Herşeyi Allahtan İste'' - ''Aşk-ı Leyla'' - "Bana Aşkımızı Anlat” – “Aşk-ı Rana" “Yalnızca Rabbine Yönel” ve "Gülsima Ağlama Ne Olursun" çıktı. Ben şimdilik 2 tanesini okudum sanırım diğerlerini de alacağım...
Aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor.  Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?

GÜLSİMA AĞLAMA NE OLURSUN


Gülsima Ağlama Ne Olursun

Tanıtım;

Kadim sevdaların son emanetçisi, efsanevi âşıkların sonuncusu…
Uzlethanesinde kırk asırlık çilesi hiç dolmayan, bir lokma, bir hırkayla ömür törpüleyen bir derviş…
Hasretin beşiğinde tüm varlığı derd-i aşkla kundaklanmış bir çocuk…
Kadim sevdaların son emanetçisi…  Efsanevî âşıkların son mirasçısı…
Ömrü, ikindiden akşama doğru akıp giden bir günün son demleri…
Mirza…  Ve aşkı Gülsima...
“Gülsima Ağlama Ne Olursun” baştan sona şiir gibi akan cümlelerle örülmüş bir aşk ve arayış romanı…
Romanın başkahramanı Mirza’nın öyküsünde aşkı, ayrılığı, vuslatı ve insanı bulacağınız, bunların da ötesinde her satırında mutlaka ‘kendinizi’ okuyacağınız bir ayna…


* Aşk, Aşk ! diye atmıyorsa bir yürek, insanın göğsünde yük değil de nedir ?

Gülsima Ağlama Ne Olursun romanında aşkı, hasreti, ayrılığı kısacası yaşanabilecek tüm hisleri bulabileceksiniz. Belki kendinizi okuyacağınız bir dizi satır bulacaksınız bu kitapta belki de her satırında iç çekeceksiniz. Sizi uzun soluklu yolculuklara çıkaracağı oldukça belli..

Büyük sevdalar hep mutsuzluğuda barındırır içerisinde Mirza ve Gülsima'nın aşkı da aynı böyleydi. Mutluluk, sevgi, aşk onlarında hakkıydı, araya vuslat girdi, vuslata ayrılık karıştı ömre keder..

Aslında bu tür kitapları pek fazla okumuyordum fakat şu sıralar farklı türlere yönelim içerisindeyim. Oldukça duygusal olan bu kitap bence sürükleyici ve her satırında birilernin yaşantısını bulabileceğiniz türden,

Yalnızca Rabbine Yönel

Tanıtım;

"Yalnızca Rabbine Yönel"

Kendini dünya cenderesine kaptırmış insanlara huzurun adresini gösteriyor.

Bilinenin arka perdesindeki bilinmeyeni keşfediyordum. Ona varmak sürecindeki yol, benim yegâne hikmetimdir, şaşkınlığımdaki aşkımdır, ayaklarımdaki kuvvettir, tahayyülümdeki yıldızlardır, bağrımdaki en kızıl, en alev, en can yakan ateştir.

Birikiyordu demlendiğim her insandaki kıssalarım, hikâyelerim, anılarım. Göz göre göre şahit olduğum trajediler, sol yanımda kesik, yitik, yetim ve öksüz izler bırakıyordu. Hepsini kederim gibi görüyordum.

Usul usul olgunlaşıyordum: Ve 'OL'uyordum. Karşılaştığım dramatik olayların üstesinden gelmek öyle zor gelmiyordu bana artık. Yeşerdiğim "hayat ağacı" vakti geldiğinde meyvelerini vermekten sakınmıyordu. Hak ettiğim gibiydi her şey!
(Tanıtım Bülteninden)

Bir önce bahsettiğim Gülsima Ağlama Ne Olursun kitabından sonra hemen Yalnızca Rabbine Yönel eserine geçiş yaptım. Doğrusu duygusal türden bir roman daha önce çok okumuştum fakat bu tür bir kitap okumamıştım. Evet insanın ilk zamanlarda bir çekincesi oluyor fakat sizi sıkmadan okuyabileceğiniz bir kitap olduğu sürece yazılan her kelamın bir anlamı oluyor. Her kelam canlanıyor, can-ı ciger oluyorsunuz adeta..

Rabbinin adını an ve tüm benliğinle O'na yönel(Müezzemmil,8)

Farklı duygulara karışalım, uzun soluklu okuyalım bu kitabı gerçekten rahatlattığını düşünüyorum. Güzel bir gülümseyişle bitirdim kitabı bir kaç arkadaşıma da bu tür okuyan tavsiye ettim bence severseniz düşünün derim...

Sevgiler,
Hazal

7 Mayıs 2015 Perşembe

SAÇLARINIZI GÜNEŞİN ZARARLI IŞINLARINDAN PROZİNC SUMMER TIME İLE KORUYUN

SAÇLARINIZI GÜNEŞİN ZARARLI IŞINLARINDAN
PROZINC SUMMER TIME SERİSİ İLE KORUYUN

Yazın saçların daha hızlı yıpranmasının esas nedeni, sıcaklık, doğrudan güneşe maruz kalma, sürekli suyla, tuzla, klorla
temas sonucu saçın nem dengesinin olumsuz etkilenmesidir. Bu nedenle özellikle yaz mevsiminde saçlara gereken özen göstermemiz gerekir.
Dermotek Laboratuvarları’nda üstün teknoloji ile geliştirilen Prozinc Summer Time Şampuan ve Prozinc Summer Time Saç Spreyi güneşin zararlı UVB ışınları, kum, deniz ve havuz suyunun yıpratıcı etkilerine karşı saçlarınızın onarımına yardımcı oluyor.
Yaklaşan yaz ayları ile birlikte güneş ışınları; saçta nem, parlaklık, renk kaybına ve kuruluğa neden oluyor. Prozinc Summer Time Şampuan ve Sprey formülünde bulunan UVB filtresi ile saçlarınızı güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyor. Deniz suyu ise içeriğinde bulunan yoğun tuz içeriği, saç telinin kutikula tabakasında birikerek, saçta cansızlaşma, matlaşma, kırılma ve kuruma gibi sorunlara neden
olur. Prozinc Summer Time Şampuan ve Sprey içeriğinde bulunan Argan yağı; ‘sıvı altın’ olarak anılıyor. Zeytinyağına oranla iki kat daha fazla E vitamini içeren ve antioksidan bakımından oldukça zengin olan Argan yağı saçı ağırlaştırmadan saçı besler. Saçın kum, güneş,
deniz suyu ve havuz suyunun yıpratıcı etkilerini ortadan kaldırarak saçı nemlendiriyor. Saça pürüzsüz bir parlaklık kazandırır.


Güneş, deniz ve havuza karşı artık saçlarınız S.O.S vermesin !
Özellikle yaz mevsimlerinde saçların, su ile sürekli temas halinde olması saçın keratin yapısı bozulur. Güneş ve deniz suyu veya klorlu su içerisindeki tuz veya diğer kimyasallar saçın yapısını olumsuz etkiler. Prozinc Summer Time Şampuan ve Sprey ile yazın keyfini saçlarınızda da yaşayın. Prozinc Summertime Şampuan ve Sprey saç kırıklarını onarıyor ve elektriklenmeyi engelliyor. Formülünde bulunan Hidrolize Keratin sayesinde deniz ve havuz sonrası saçların kolayca taranmasını sağlıyor, saça parlaklık ve ipeksi bir yumuşaklık kazandırıyor.Dermatolojik olarak test edilen Prozinc Summer Time Serisi alkol, paraben ve renklendirici içermiyor.
Boyalı saçlarda da kullanıma uygun olan Prozinc Summer Time Şampuan ve Sprey boya koruyucu özeliği sayesinde boyalı saçı dış etkenlerden koruyor ve rengini uzun süre korunmasına yardımcı oluyor.
 
Saçlarınızda Yaz Zamanı !
Sadece eczanelerde satılan Prozinc Summer Time Şampuanı, her gün güvenle kullanabileceğiniz günlük kullanım şampuanıdır. Prozinc Summer Time Sprey ise hızlı etkisi ve pratik kullanımı ile güneşe çıkmadan önce, güneşe maruz kalma sırasında veya şampuandan sonra uygulanabilir. Her an bakımlı ve sağlıklı saçlar için kuru saça da nemli saça da uygulanabilen, durulama gerektirmeyen yeni Prozinc Summer Time Sprey, artık plaj çantanızın olmazsa olmazları arasında.
Prozinc Summer Time Şampuan Fiyatı: 34, 75 TL’dir, (300 ml) sadece eczanelerde
 
Prozinc Summer Time Sprey Fiyatı: 22,50 TL, (100 ml) sadece eczanelerde

6 Mayıs 2015 Çarşamba

NARS'tan Annelere özel fırsatlar.

          NARS ile Annenizin Güzelliğine
                      Güzellik Katın


Sadece Beymen Zorlu’da satılan NARS makyaj seti; ruj, dudak parlatıcısı ve ojeden oluşuyor. Üç farklı renk alternatifiyle dikkat çeken setler, annenizin tarzıyla mükemmel uyum sağlıyor*.

Uninhibited

Şık siyah kutusuyla Dolce Vita Ruj, dudak parlatıcı ve sınırlı üretim ojeden oluşuyor.

Climax
Efsanevi Schiap içinde ruj, sınırlı üretim dudak parlatıcı ve ojeden oluşan set pembe lake kutusunda pembe rengini sevenler için muhteşem bir alternatif sunuyor.

Maitresse

Jungle Red ruj, sınırlı üretim dudak parlatıcısı ve oje kırmızı lake kutusunda kırmızı aşkını yansıtıyor.