Merhabalar,
Umarım iyisinizdir ve keyifli bir haftaya başlamışsınızdır. Bitirdiğim bir kitabın daha postunu sizinle paylaştığım için çok mutluyum. Okudukça okuyası geliyor insanın. Bazen karakterlerle adeta arkadaşmışım gibi olduğum kitaplar "dadından yenmiyor". Ama bazılarını ise sevmeyince sevemiyor insan.
Bildiğiniz gibi ben pek Dizüstü Edebiyat serilerini okumazdım. Öyle bir taneyle başladık ikinciyle devam ettirdik. Yazarıda French Ojeymiş hem Frenchlendim hem okudum. Kitabı çok kolay bir şekilde neredeyse tüm kitapçılarda bulabilirsiniz. Fiyatı 18-20 TL civarında.
Ben orta derece buldum bu kitabı. Daha öncede söylediğim gibi macera, polisiye, gizem konularını biraz fazla okuduğumdan diğer türler sürükleyici gelmiyor. Ama bu durum asla okumam dedirtmez tabi ki. Eminim içinizden bu kitabı okumuş ve hatta çok sevmiş kişilerde vardır. Sanırım puanlayacak olsam 10 üzerinden 5 puan verirdim.
-Ne beğendim ne beğenmedim-
Keşke Ben Uyurken Gitseydin
Renda, kimine göre saf, kimine göre kurnaz, kimine göre şirin, kimine göre şanslı, kimine göre umutsuz âşık, kimine göreyse vazgeçilmez bir kadın, aynı senin gibi...
Bazen ulaşılmaz, bazen yapışkan; bazen tatlı, bazen yaka silktiren. Bazen çok genç, bazen çok olgun. Kime sorsan farklı anlatıyor. Aynı seni anlattıkları gibi...
Rendanın anlattıklarının tamamına inanmamak gerekiyor sanki. Bazen abartıyor, bazen çok pembe görüyor, bazense hiç "anlamıyor". Aynı sen gibi...
Onu okurken, ona bazen kızıyorsun, bazen acıyorsun, onu bazen seviyorsun, bazen ondan nefret ediyorsun. Bazen tanımak istiyorsun, bazen "aman benden uzak olsun" diyorsun. Aynı senin için de düşündükleri gibi...
Tatlı hayalleri, ulaşılmaz hedefleri, aniden dönen şansı ve kararsız kaldığı anlar var, aynı hepimiz gibi...
Renda, belki de partide sırt sırta olduğun, sinemada arka sıranda oturan, kasa kuyruğunda arkanda bekleyen, mağazada elini aynı elbiseye attığın, aynı spor salonuna kayıtlı olduğun, restoranda yemek yediğin masada senden önce yemek yiyen biri.
Onun dünyasına girmeye hazır mısın?
Renda, kimine göre saf, kimine göre kurnaz, kimine göre şirin, kimine göre şanslı, kimine göre umutsuz âşık, kimine göreyse vazgeçilmez bir kadın, aynı senin gibi...
Bazen ulaşılmaz, bazen yapışkan; bazen tatlı, bazen yaka silktiren. Bazen çok genç, bazen çok olgun. Kime sorsan farklı anlatıyor. Aynı seni anlattıkları gibi...
Rendanın anlattıklarının tamamına inanmamak gerekiyor sanki. Bazen abartıyor, bazen çok pembe görüyor, bazense hiç "anlamıyor". Aynı sen gibi...
Onu okurken, ona bazen kızıyorsun, bazen acıyorsun, onu bazen seviyorsun, bazen ondan nefret ediyorsun. Bazen tanımak istiyorsun, bazen "aman benden uzak olsun" diyorsun. Aynı senin için de düşündükleri gibi...
Tatlı hayalleri, ulaşılmaz hedefleri, aniden dönen şansı ve kararsız kaldığı anlar var, aynı hepimiz gibi...
Renda, belki de partide sırt sırta olduğun, sinemada arka sıranda oturan, kasa kuyruğunda arkanda bekleyen, mağazada elini aynı elbiseye attığın, aynı spor salonuna kayıtlı olduğun, restoranda yemek yediğin masada senden önce yemek yiyen biri.
Onun dünyasına girmeye hazır mısın?
**Tanıtım Bülteninden**
Ben bu kitabı, Yazın Çeşme sahillerinde güneşlenirken okumuştum:) Diz üstü edebiyatı kumsalda okumak için ideal bir seri daha ötesini hiç düşünmüyorum. http://goosestyle.blogspot.com.tr
YanıtlaSilBu yorumunla beni aldın sahillere bıraktın doğrusu şimdi ne çok ayvalıkta olmak isterdim anlatamam doğrusu :))) Ama sahilde her kitap güzeldir. Artık 2015 yazında bu önerini dikkate alarak bir dizüstü edebiyat serisinden kitabı sahilde bitiririm :)
YanıtlaSilDiz üstü serisini genel olarak beğeniyorum, moralim bozukken çok gülüyorum ama french ojenin yazım tarzını beğenmiyorum
YanıtlaSil@Sena
YanıtlaSilPucca ile başlayıp, Pinkfreud ile devam ettirdiğim bu seriye French Ojeyi ekledim devamı için tavsiyelerini alabilirim mutlulukla :))